18 Ekim 2007 Perşembe

CİLT LEKELERİ SİYAH NOKTALAR 0 yorum

18 Ekim 2007 Perşembe |
Lekeler, doğuştan, çocukluk ve hamilelik döneminde geçirilen bir takım sistemik rahatsızlıklar sırasında kullanılan ilaçlar ile birlikte artış gösterebilir.Leke, hem kadın hem erkeklerde en yaygın görülen cilt rahatsızlıklardan biridir. Lekelerin birçoğu özellikle yanak, alın ve çeneye yerleşir, yüze daha mat ve pürüzlü bir görüntü verir. Bunun dışında vücutta, sırt, göğüs ve el üstünde de çıkabilirler.Leke konusunda her şeyden önce dikkatli bir fizik muayene ve iyi bir anemnez şart. Lekeler, doğuştan, çocukluk ve hamilelik döneminde geçirilen bir takım sistemik rahatsızlıklar sırasında kullandığı ilaçlar ile birlikte artış gösterebilir. Bunun dışında güneşe maruz kalan bölgelerde leke artışının olup olmadığı da incelenmelidir.İyi huylu ve kötü huylu lekelerin olduğunu unutmadan, konunun uzmanı olan dermatologlara başvurmak ve profesyonel yardım almak gerekebilir. İyi huylu lekeler kişiye estetik açıdan rahatsızlık vermediği takdirde alınmasına gerek yoktur. Diğer yandan kötü huylu ben ve lekeleri kontrol altına almak, ben haritalarını çıkartmak ve 6 aylık periyotlar şeklinde onları takip etmek, gerektiğinde cerrahi operasyonla aldırmak gerekebilir.Sıra ile okuyabileceğiniz bilgiler• Lekenin nedenleri• Leke çeşitleri• Lekelerde tedavi• En çok sorulan sorularLekenin nedenleri• Güneş• Hormonal değişiklikler• Bazı sistemik hastalıklar• Genetik• Enfeksiyonel hastalıklar(mantar…)• İlaç, yanlış kozmetiklerLeke çeşitleriMelasma (Cloasma)Doğum kontrol hapların içerdiği hormonlar ve hamilelik sırasındaki hormonal değişimler melanin pigmentinin aşırı üretimine neden olabilir. Bu artış ile birlikte en çok güneş gören yanak, alın ve çene gibi bölgelerde boyutları büyük lekeler oluşabilir. Bazen genetik özellik taşıyan bu durumlar tekrarlayan hamileliklerle birlikte artış gösterebilir.Yaygın hiperpigmentasyonBöbrek üstü bezi yetmezliği ile oluşan addison hastalığı, hipertiroidizim ve hemokromatoz hastalığında görülür.Cafe Au LaitAFESütlü kahve renkli olan bu lekeler doğuştan veya erken çocukluk dönemlerinde gelişir, boyutları 2 cm’den 30 cm’ye kadar olabilen bu lekeler bazen tek başlarında olabilirler veya norofibromatozis hastalıkların belirtisi olabilir. Bu yüzden bu lekeler kontrol altında tutulmalılar.Foto alerjik reaksiyonlarAğızdan alınan bazı ilaçlar veya topikal bölgesel sürülen bazı kimyasal ilaçlar veya bitki yaprakları güneş ile birlikte hiperpigmentasyona yol açabilirler. Bazen hafif kızarıklık veya alerjik reaksiyon seviyesinde iken bazen daha ağır reaksiyonlar, bölgesel su toplamaları ve bölgesel lekelerin oluşumuna neden olabilirler.Kronik güneş veya solaryum banyolarıGüneş ve solaryuma maruz kalmanın sonucunda cilt kendini korumak amacı ile daha kalınlaşır ve melanin pigment üretimi artar, dolayısıyla leke oluşumunda artış görülür.Çil (Efelid)En çok yanak, alın ve çene kısmında görülen bu lekeler açık veya daha koyu kahverengi lekeler şeklinde olabilirler. Genelde güneşli mevsimlerde artarken güneş olmayan mevsimlerde azalma gösterirler.LentigoErken yaşlarda solar lentigo denilirken ileri yaşlarda oluşanlara senil lentigo denilir. Boyutları 2-20 cm olabilirken, renkleri açık kahverenginden siyaha kadar değişen renklerdedir. Lentigolar bazen sistemik bir takım hastalıklarla birlikte olabilirler veya hastalıkların habercisi olabilirler. Örneğin Peutz-jeghers sendromunda lekeler ile birlikte bağırsakta polip ve iç organlarda kanserler görülebilir.Lekelerde tedaviLekelerin oluşum ve ilerlemesinde güneş çok önemli bir faktör olduğundan her şeyden önce güneşin UV ışınlarından çok iyi korunmak gerekiyor. Unutmamak gereken nokta ise UV ışınlarının bir tek güneşli mevsimlerde değil, bulutlu ve karlı havalarda var olduğu ve lekelerin ilerlememesi, yeni lekelerin oluşmaması için her dönemde güneşten iyi korunmak gerektiğidir. Kış aylarında 15-20 faktör güneş koruyucuları kullanmak yeterli iken, yaz aylarında daha yüksek faktör içeren güneş koruyucuları sürmek gerekir. Güneş koruyucular etkilerini 4-5 saate bir kaybettikleri için birkaç saate bir yenilemekte fayda var. Kozmetik sektörü ise bu konuda çok hızlı bir gelişme göstererek çok değişik alternatifler üretiyor. Yüksek koruma faktör içeren fondöten ve pudralar, güneş koruyucu rujlar bu konudaki seçeneklerden birkaç tanesidir.Medikal tedaviBölgeye sürülen ilaçlar bazen bölgenin rengini açabilir veya soyucu nitelik taşıyabilir. Bilinen en önemli renk açıcılar hidrokinon, kojik asit, askorbik asit olup, bazen tek tek bazen kombine şeklinde uygulanabilirken, soyucu nitelikteki ilaçlar ise meyve asitleri veya retinoik asitlerdir ve daha derin tabakalara kadar nüfuz ederler. Soyucular bazen tek başında bazen de başka yöntemler ile birlikte kullanılabilirler.Medikal uygulamalarKimyasal peelingKimyasal peelingler yüzeysel, orta ve derin peeling olarak 3 gruba ayrılır. Yüzeysel ve derin peelingler doktorlar tarafından uygulanmalı ve değişik konsantrasyonlarda kullanılmadırlar. Bu meyve asit türevi ilaçlar doğru uygulandıklarında kişinin günlük aktivitelerini ve işe gitmesini etkilemez. Cilt tipi, cilt rengi ve problemin yoğunluğuna göre seans sayısı ve seans araları (ortalama 5-10 seans haftada bir) değişebilir. Derin peeling cildin derin tabakalarına kadar soyma yaptığından, iyileşme dönemi ağır geçer ve doğru yapılmadığında yan etkisi fazla olduğu için çok tercih edilmez.DermabrazyonBu işlem, derinin en üst tabakası olan epidermis tabakasının tamamı, dermis tabakasının ise üst kısmının dermabrazyon cihazları kullanılarak kaldırılmasıdır. Bu cihazlar hızla dönen tel fırça ya da zımpara kağıdından oluşur ve derinin orta tabakalarına kadar soyulmasını neden olur. İlk iyileşme belirtileri bir hafta içersinde başlarken, birkaç haftaya kadar cildi dış etkenlerden çok iyi korumak gerekir. Sadece ameliyathane ve steril şartlarda bu konuda eğitimi olan plastik cerrah ve dermatologlar tarafından uygulanan bu yöntem keloid oluşma riski olan kişilerde kesinlikle uygulanmamalıdır. Güneş ve yaşlılık lekeleri yanı sıra akne izlerinde de uygulanabilir bir yöntemdir.MikrodermabrazyonAlminyum hidroksi kristallari kullanılarak ciltte yüzeysel peeling yapma yöntemidir, bazen tek başında bazen kimyasal peelingler ile birlikte kullanılabilir, ameliyathane şartları gerekmez. Office şartlarında uygulanabilecek bir yöntem, problemin yoğunluğuna göre seans sayısı değişir.Cryoterapi (Kriyoterapi)Lekenin dondurularak ortadan kaldırılmasıdır. Uygulamalar kolay ve pratiktir. Uygulamada sıvı azot veya karbondioksit kullanılır. Uygulamadan sonra bazen kızarıklık veya su toplamalar ve onu takiben koyu renkte kabuklanmalar olabilir. Ortalama 2 hafta içersinde kabuklar dökülür ve daha canlı renkte canlı bir deri ortaya çıkar.LazerKarbondioksit ve Erbium Lazer kullanılabilir. Karbondioksit lazer derin soymaya neden olduklarından, uzun iyileşme dönemleri gösterirler ve kollajen bantlarında yenilenme sağladıklarından aynı anda ciltte gençleşme sağlarlar. İyileşme dönemi zor ve uzun sürelidir. Erbium lazer grubunda ise iyileşme süresi daha kısa, yalnız işlem oldukça kanamalıdır. Ciltteki kollajen yapımında artış olduğundan ciltte aynı anda gençleşme sağlayabilirler.PL (Yoğunlaştırılmış atımlı ışık) Kuantum lazerCiltte herhangi bir soyulma yapmaksızın ciltteki lekeleri gidermektir. İşlemden sonraki ilk 2 hafta lekenin rengi koyulaşır, hafif bir kabuk tutar. 10-15 gün içersinde kabuklar dökülür ve alttan daha temiz ve pürüzsüz bir cilt çıkar. Problemin yoğunluğuna göre ortalama 1-3 seans uygulama yapmak gerekir. Bu lazer çeşidi el üstündeki güneş lekeleri, dekolte ve göğüste yerleşen lekeler, yüzde ve vücuttaki kılcal damar ve varis, keloid ve epilasyon amacı ile de kullanılabilirler.En çok uygulanan yöntemler, kısaca kimyasal peeling ve özel yapımlı ilaçlar, maskeler ve lazer uygulamaları olarak sınıflandırılıyor. Lekenin derinliği ve nedeni kişiden kişiye değişmekle birlikte, genelde % 80-% 100 arasında başarı elde etmek mümkündür. Özellikle güneş lekeleri, gebelik lekeleri ve yanlış uygulamaları bağlı gelişen dudak üstü lekelerde oldukça yüz güldürücü sonuçlar almak mümkündür.Çok sorulan sorularYüzümdeki lekeler için hangi tedavi uygulanacak?Uzman hekimimiz tarafından lekeniz değerlendirdikten sonra en uygun tedavi şekli veya şekilleri seçilecektir.Lekelerim kesin geçer mi?Lekeler doğuştan olmadıkları takdirde daha kolay geçebilirler. Genelde lekelerde başarı oranı lekenin derinliğine göre %70-%100 arasında değişir.Lekelerim bir daha tekrarlar mı? Tedavi boyunca sosyal hayatım veya işe gitmem engellenir mi?Lekelerin tekrarlanmaması için güneşten çok iyi korunmak gerekir. İşe gitmenizi etkileyecek herhangi bir durum söz konusu olmaz.Hangi mevsimler tedavi için daha uygun?Çok güneşli bir mevsim olmamasını dikkat etmek gerekir, sonbahar, kış ve ilkbahar daha uygun mevsimler

read more

KIRIŞIKLIKLARA ÇARE 0 yorum

Kırışıklık her kadın için kabustur. Yüz, gözler ve boyun kadının kartvizitidir. Bu yüzden yüzümüzü daha çekici hale getirmek, kırışık dolu bir yüzden kurtulup daha uzun süre daha taze bir cilde sahip olmak için cilt bakımı gerek.Kırışıklık İçin Doğal Maskeler1 avuç çileği iyice ezip suyunu süzün. Süzdüğünüz çilek suyunun içine biraz gülsuyu katıp karıştırın. Bu karışımın tamamını yüzünüze ve boynunuza sürüp 1 saat bekleyin. Daha sonra karbonatlı suyla yüzünüzü yıkayın. (Bu karışım boyun kırışıklıklarına da çok faydalıdır.Haftada bir kez uygulayabilirsiniz.)Yarım elmayı rendeleyerek iyice ezin ve içine 2 kaşık kaymak katıp tekrar ezin. Yüzünüze sürüp 15 dakika bekletin. Daha sonra yüzünüzü ılık suyla yıkayın ve nemlendirici krem sürün.Kaymak cildinize esneklik kazandırır ve nemlendirir. Elma ise cildin diri kalmasını sağlar.(Haftada bir kez uygulayabilirsiniz.) Ayrıca bol bol elma yemek cildimiz için çok faydalıdır.Aynı miktarda limon suyu ve gliserini karıştırın ve bir şişeye koyun. Yatmadan önce, bu suya batırdığınız bir parça pamukla yüzünüzü temizleyinYatmadan önce 1 bardak kavunsuyunu, 1 bardak kaynamış suy ile karıştırıp cildinizi yıkayın. Daha sonra kaynatılmış süte batırdığınız pamukla cildinizi silin ve yumuşak bir havlu ile kurulayın.1 kaşık balı 1 yumurtanın beyazı ve 1 kaşık gliserin ile karıştırın. Bu karışımı yüzünüze sürüp 15 dakika bekletin. Daha sonra yüzünüzü önce ılık sonra soğuk suyla yıkayıp yumuşak bir havlu ile kurulayın. (Haftada bir kez uygulayabilirsiniz.)1 yumurtanın sarısını 1 kaşık süt ile karıştırıp yüzünüze sürün. 15 dakika bekledikten sonra cildinizi limon suyu ile silin.(Haftada bir kez uygulayabilirsiniz.)

read more

CİLDİNİZE KİVİ BİTKİSİ BAKIMI 0 yorum

Bilmem kivi sever misiniz? Bu tropikal meyve birkaç yıl öncesine kadar sadece bazı manavlarda satılıyordu. Artık pazarlarda, marketlerde rahatça bulunuyor.Kivi çok özel bir meyve. Tüm meyvelerde olduğu gibi onun da içinde asitler ve birçoğundan fazla C vitamini var. Kivinin bir başka özelliği de sindiriminin çok kolay olması. Genelde yemekten hemen sonra meyve, mideyi şişirir ve yediklerimizin yağa dönüşmesini kolaylaştırır. Bu konuda istisna olan iki meyve vardır, biri çilek diğeri de bugün konumuz olan kivi. Asitler cildinizi yeniler: Meyve asitleri cildimizin yüzeyindeki ölü deri tabakasını hafifçe soyarlar. Yani "peeling" yaparlar. Böylece cildin rengi canlanır, yumuşar ve hafif lekeler, siyah noktalar azalır. Ölü deri atıldığı için cilt yenilenir, kolajen sentezi canlanır, içten dışa doğru dolgunluğu ve esnekliği artar. Meyve asitlerinde mikrop üremesi zordur. Tümünün anti bakteriyel özelliği vardır. Bu nedenle sivilcelere de çok iyi gelirler. Vitaminler beslerC vitamini bakımından en zengin meyvelerden biri kividir. C Vitamini ise kolajenin en iyi besinlerinden biridir. Ayrıca kivi, bir B vitamini ve zengin minerallerle doludur. Örneğin kalsiyum, magnezyum ve fosfor gibi. Tümü de cildimize yararlıdır. Kivi maskeleriSizin için hazırlanması en basit olan maskelerden birkaç örnek vereceğim. Esasında harika kivi kremleri de yapılabilir ama onlar biraz daha fazla malzeme ve özen isterler. Aşağıdaki yöntemleri ise kolayca uygulayabilirsiniz. Hangisini seçerseniz seçin, ardından yüzünüzü ılık ve soğuk suyla dönüşümlü olarak çalkalayıp, yumuşak bir havluyla ovalamadan kurulayın. Sonra nemlendiricinizi sürün. Dilimlenmiş kivi halkalarıFazla olgunlaşmamış bir kivinin kabuklarını bir zar gibi soyun, sonra keskin bir bıçakla, mümkün olduğu kadar ince dilimlere ayırın. Ardından rahatça uzanıp, hatta bir de müzik eşliğinde bu halkaları yüzünüze yerleştirin. Cilt tipinize bağlı olarak 5-15 dakika kadar bu şekilde dinlenin. Kivi suyu ile kompresKiviyi önce presle veya blender ile sıvı hale getirin. Sonra steril bir sargı bezini hazırladığınız kivi suyuna batırarak, yüzünüze kompres yapın. Bu işlemi 10 dakika kadar sürdürebilirsiniz. Kivi suyu + kilKivi suyuna bir miktar kil ilave edip, temiz ve küçük bir tahta kaşıkla krem kıvamına getirin. Bu karışımı maske şeklinde yüzünüze sürün. Sırt üstü uzanıp veya koltuğa yaslanıp 10 dakika dinlenin. Bu maske özellikle yağlı ve sivilceli ciltler için çok yararlıdır. Her cilt özeldirHerkesin cildinin kendine has özellikleri vardır. Örneğin vitamin ve mineralleri emebilme kapasitesi aynı değildir. Kalın ve yağlı ciltlerde emilim daha zordur ve ölü tabakalar daha fazladır. Bu nedenle daha güçlü ürünlere ihtiyaç duyarlar. Kişinin yaşı da önemlidir. Zamanla cildin emme gücü azalır. Dolayısıyla ya daha güçlü ürünler seçmek ya da kullanma sıklığını artırmak gerekir. Kalın ve yağlı ciltCildiniz kalın ve yağlı ise, kivi maskeleri sizin için idealdir. Cildinizdeki gözenekleri sıkıştırır ve yağlanmayı dengeler. Mümkünse olgunlaşmamış kivi kullanmaya çalışın. Haftada iki kere 15 dakikalık maske uygulayabilirsiniz. Eğer sivilceleriniz varsa, killi maskeyi tercih edin. Yağlı ve ince ciltlerBu tip ciltler kadınlara özgüdür. Erkeklerin cildi genelde daha yağlı ve kalındır. Ne yazık ki ince ciltler kolayca sarkabilir. Kivi maskesi bu tip cilt için çok uygundur. Bol miktarda C vitamini sayesinde kolajen sentezi artar ve cilt gerilir. Haftada 2 kez 5'er dakikalık maskeler sizin için yeterlidir. İnce ve kuru ciltEn hassas cilt tipidir. Şevkat ve bakıma ihtiyacı çoktur. Kivinin özellikle kabuk kısmındaki C vitamini bu tip ciltlerin yenilenmesine yardımcı olur. Haftada iki kez uygulayabilirsiniz. Cildin tahriş olmaması için maskeyi 5 dakikadan fazla tutmayın. Normal ciltKivi maskesi bu tip ciltleri daha da berraklaştırır ve rengini açar. Maske için önereceğim sıklık ve süre, haftada 2 kez, 10 dakikadır.

Gerçek istiridye içinden çıkan orjinal inci kolyeKonserve içerisinde, deniz suyunda özel olarak muhafaza edilmiş gerçek istiridye içerisinde, gerçek inci ve inciyi yerleştirip kullanabileceğiniz kolye

read more
İyi bir yüz temizliği, ciltteki yağın kirlenen kısmını ve fazlasını arındırmalı ancak tümünü silip süpürmemelidir.Bütün bir yıl yaz mevsimini bekliyoruz. Ama hepsi iki aydan ibaret ve hemen geçip gidiyor. Eylül ayını yarıladık bile! Havada tatlı bir serinlik ve rüzgar hakim. Yağmur ise yağdı yağacak. Sonbahar evimize ve kendimize döndüğümüz bir mevsim. Zaten sıcaktan kaçmaya çabaladığımız hareketli bir dönemden sonra, biraz dinginliğe ve bakıma ihtiyacımız var. Şimdi sağlık sorunlarımızla ilgilenmenin, yavaş yavaş cildimizi ve yıpranan saçlarımızı toparlamanın zamanı geldi. Güneşin pırıltısı biraz daha azalınca derin bakımlara geçebiliriz.CİLDİNİZİ TEMİZLEYİNEylül başı temizlik dönemidir. Bir seyahatten sonra eve döndüğünüzde ne yaparsınız? Önce evinizi toparlar ardından valizlerinizi boşaltıp son olarak da çamaşırlarınızı yıkarsınız. Bunlar, cildimiz için de geçerlidir. Cilt bakımında ilk adım, günlük temizliktir. Her sabah ve her akşam olmak üzere, günde iki defa cildimizi özenle temizlemeli ve tonikle silmeliyiz. Ardından nemlendiricimizi sürebiliriz. Birçok insan makyaj yapmayı ihmal etmez ancak cilt temizliğine gereken özeni göstermez. Oysa makyaj yapılsa da yapılmasa da, yüzünüzün düzenli olarak günlük birikimlerden arındırılması gerekiyor.KURU CİLTLERE KREM Yağlı ciltlerde jeller ve losyonlar, kuru ciltlerde kremler tercih edilir. Bu tip ürünlere, genel olarak "temizleme sütü" adı verilir. Bu tip temizleyiciler, özellikle kıl köklerinde bulunan sertleşmiş sebumun (cildin yağ salgısı) ve sebuma bulaşmış olan kir ve makyaj artıklarının temizlenmesinde çok etkilidir. Bu açıdan derin bir temizlik sağlarlar. Temizleme kremlerinde daha fazla yağ (%40-50) losyonlarda ise daha az yağ (%10-25) bulunur. Yağlar, ciltteki yağı (sebum, yağ ve makyaj artıkları), su ise suda eriyebilen maddeleri çözer. Kir ve keratin pulları gibi eriyemeyen maddeler ise tonikli pamukla silinerek temizlenir. Göz çevresindeki deri çok hassastır. Bu nedenle daima özel bir temizleyici tercih edilmeli ve göz çevresine çok nazik davranılmalıdır.MİKROFİBER KUMAŞLAR Cilt temizliği veya hafif peeling için özel olarak imal edilen mikrofiber kumaşlar ve eldivenler oldukça etkili bir şekilde temizliği tamamlarlar. Onları sadece su ile ıslatarak kullanırsanız, daha önce özenle temizlediğiniz yüzünüzden hala kir çıktığını fark edersiniz. İçinde hiçbir kimyasal olmadığı için en hassas ciltlere bile uygulanabilir. Her yerde bulunmuyor ama rastlarsanız hem yüzünüze hem de vücudunuza uygulayabilirsiniz.TONİK TEMİZLİĞİ ÖNEMLİCildin günlük bakımı yapılırken ikinci adım, kalan son artıkları arındıran ve gözenekleri sıkıştırmaya yarayan tonik uygulamasıdır. Temizleme kremleri ve losyonlar, sabunlar ve jeller ciltteki yağı ve suda eriyebilen maddeleri çözdükten sonra, kir ve keratin pulları gibi eriyemeyen maddeler tonikle silinerek temizlenir. Tonik, özel bir solüsyondur. Genellikle su ve alkol ile hazırlanır. Bazı toniklerde salisilik asit, portakal çiçeği kolonyası, gül suyu veya daha farklı maddeler de kullanılır. Tonik seçerken alkolsüz olanları tercih edin. Sade gül suyu ve maden sodası gayet iyi toniklerdir.GÖZENEKLERİ TEMİZLEYİN Gözeneklerin sıkışması aslında hatalı bir ifadedir. Çünkü gözeneklerin kas yapısı yoktur. Bu nedenle de açılıp kapanması veya sıkışıp gevşemesi söz konusu değildir. Ancak biriken kirler ciltteki gözenekleri tıkayarak zorlar ve genişlemesine yol açar. Tonikler bunları temizlediği için gözenekler tekrar normal boyutlarına dönerler. Tonikler düzenli olarak kullanıldığında gözeneklerin açılmasına pek fırsat kalmaz. Öte yandan, toniklerin içinde bulunan maddeler cildi biraz tahriş ettiği için dokular hafifçe şişer. Bu tepki gözenekleri geçici bir süre için sıkıştırır. Tabii bu yapısal bir değişiklik değildir, kısa süreli bir toparlanmadır.

Gerçek istiridye içinden çıkan orjinal inci kolyeKonserve içerisinde, deniz suyunda özel olarak muhafaza edilmiş gerçek istiridye içerisinde, gerçek inci ve inciyi yerleştirip kullanabileceğiniz kolye

read more

SAĞLIKLI YAŞAM 0 yorum

SAĞLIKLI YAŞAMBAŞ AĞRISINA SOĞAN-Baş agrilari enseye ve ayak tabanlarina sogan veya yabanturpu sürülerek engellenebilir. Her ne olursa olsun bas agrisinin sebebini ögrenmek ve ona uygun bir tedavi gelistirmek çok önemli. Çünkü agriyi geçiren herhangi bir tedavinin öldürücü etkisi de olabilir. Yine de öksürükotu bas agrisi için mükemmel bir dogal ilaçtir. Sogani kullanabileceginiz bir diger hastalik ise sogukalginligi.. Taze bir sekilde dilimlediginiz sogan dilimini bir bardak sicak suyun içine koyun. Sogani bir iki saniye suda tutup çikarin. Suyu soguyana kadar bekleyin ve sonra için.Hangi hastaliga hangi yiyecek uygun-----------------------------------Tahil, sebze ve meyvelerde bulunan çesitli maddeler ve vitaminlerin, depresyondan tansiyona birçok hastaliga iyi geldigi belirtilirken, bunlarin kaynagi doga, bir eczane olarak nitelendirildi. Urfa'nin aci pul biberinin cilde yararli ve teni güzellestiren maddeler içerdigini, ilaçta aspirin neyse, yiyecekler içinde elmanin da o oldugunu belirten Londra Üniversitesi uzmanlari, bu düsünceyle dogal savas programi hazirladi. Program, hangi hastaliga karsi neler yenmesi gerektigi konusunda rehberlik ediyor. Türk Enfeksiyon web sitesi www.enfeksiyon.org'da yayinlanan habere göre, satsuma yani küçük portakal, içerdigi folik asit ve C vitamini sayesinde gribe iyi gelirken, kan pihtilasmasina karsi en etkin dogal yiyecek özelligi nedeniyle ileri yaslarda felç ya da kalp krizi riskini de azaltiyor. Yemeklere giren E-coli bakterisinin vücutta yayilmasini engelleyen tarçin, mideyi düzene sokuyor, kusmayi engelliyor. Bir çay kasigindan fazla alinmamasi gereken Hardal ise singrin maddesi sayesinde, sindirim sistemini düzenliyor ve mide agrilarini gideriyor. Nanenin içerdigi mentolse, grip mikrobuna karsi savastigi gibi, ileri yaslarda ülsere yakalanma riskini azaltiyor. Nane çayi, bas agrisi, grip, stres gibi hastaliklarin yani sira mide yanmasina da bire bir geliyor. DEPRESYONA AVOKADO Uzmanlar, sindirimi çok rahat olan avokadoyu, özellikle bebeklerin ilk mamasi olarak tavsiye ediyorlar. Bu meyvenin içerdigi E vitamini, kalbe iyi gelirken, yüksek potasyumu depresyona sebep olan uyusuklulugu engelliyor. Ama yag orani bir çikolata kadar yüksek oldugu için zayiflamak isteyenlere önerilmiyor. Uzmanlara göre, çikolatanin da dogal bir antidepresan görevi bulunuyor. Kolesterol orani birçok baligin iki kati olan istiridye ise içindeki demir sayesinde, sperm sayisini ve seks gücünü artiriyor. Elmanin ve kepekli ekmegin de dozu asilmadigi sürece idrar söktürücü özellige sahip bulundugunu beliren uzmanlara göre, ayni alanda olumlu etkileri bulunuyor. Sistit hastaligina karsi da kuskonmaz tavsiye ediliyor. ALERJI Kayisinin içindeki betakarotene adli madde, hücrelere saldiran molekülleri kontrol altina alarak, kanseri önlüyor. Kuru kayisiya rengi bozulmasin diye eklenen sülfürdioksit de, astim gibi alerjilere iyi geliyor. Basur tedavisinde fazlasi kullanilmadikça Hindistan cevizinin iyi bir tedavi yöntemi oldugu uzmanlarca belirtiliyor. Cynarine adli madde sayesinde en sert yiyeceklerin dahi sindirimine yardimci olan enginar, karaciger hastalarinin yani sira romatizma, arterit ve gut hastaligina yakalananlarla, hamilelere tavsiye ediliyor. TANSIYON Yüksek miktarda karbonhidrat içeren ve zengin bir potasyum kaynagi olan muz, kalbin düzenli olarak çalismasini ve tansiyonun düzenli olmasini sagliyor. Rezene ve tahil da ayni amaca hizmet veriyor Içindeki kalsiyum ve potasyum gibi mineraller ile B vitamininin vücuda direnç kazandirdigi arpayla ilgili ABD'de yapilan bir arastirma, 6 ay boyunca her gün bu çesit üründen tüketilmesinin, kolesterol oranini yüzde 15 düsürdügünü kanitladi. Kilo kaybina karsi ise çikolatali puding öneriliyor. Ingiliz Saglik Bakanligi, kilo kaybi sorunu olanlarin günde 3 kez 1 hafta boyunca puding yemesini tavsiye ediyor. Günde 2 top vanilyali dondurma tüketimi ise vücudun günlük protein ihtiyacinin yüzde 20'sini karsiliyor. MENAPOZ Sebze hormonu "fitoöstrojen" içeren nohut ile içinde elajik asit bulunan üzümün, menopozun olumsuz etkilerine karsi koruyucu özellikleri bulunuyor. Sadece iki-üç adet kuru erik yemenin bile vücudun ihtiyaci olan antioksidanlari karsiladigi, idrar yollari kaslarini rahatlattigi, bunun da kolon kanserine karsi korudugu bildiriliyor. Ayrica, yüksek orandaki bor minerali ile menopozdaki kadinlarda östrojen seviyesini dengede tutuyor. Banyoda sürüldügü zaman romatizma agrilarini büyük oranda azaltan kekik yaginin yani sira zencefilin de ayni alanda olumlu etkileri bulunuyor. DIYABET Lif açisindan zengin bir besin olan kuru fasulye, diyabet riskini büyük oranda azaltiyor. Mercimek de çözünebilir lif içermesi sayesinde diyabet ve kalp hastalari için kaçinilmaz bir besin olarak degerlendiriliyor. Karadeniz'in ünlü hamsisi, Omega-3 yagi zenginligiyle kolesterol seviyesini düsürüyor, kanin pihtilasmasini önleyerek damar tikanikligi, kalp krizi, dolayisiyla felç geçirme riskini düsürüyor. Uzmanlar, hamsinin haftada en az 1 kez yenmesini, kalp hastalari içinse bu miktarin haftada 3-4 porsiyona çikarilmasini öneriyorlar. Omega-3 yagi içeren midye ise selenyum minerali sayesinde tiroit bezlerinin normal isleyisi için gerekiyor. PROSTAT HASTALIGINA KARSI BEZELYE Arastirmalara göre, haftada 10 porsiyon domatesli bezelye yemegi yiyen bir erkegin, yemeyene oranla prostat kanserine yakalanma riski yüzde 35 daha az. B vitamini ve protein deposu olan bezelye, kalp için de önemli etkiye sahip. Salataligin da kalbi güçlendirdigi, ancak kabugunun soyulmamasi gerektigi belirtiliyor. Günde iki bardak çay, 4 elma, 5 sogan, 7 portakal yerine geçiyor. Bu sekilde kalp dostu antioksidan madde alindigini belirten uzmanlar, özellikle çocuklarin haftada en az 6 bardak sütlü çay içmesini öneriyor. Yapilan 40 arastirma, havuç tüketimi arttikça kanser riskinin azaldigini ortaya koydu. Eski çaglarda kanserli hücrelerin tedavisinde kullanilan incir ise, modern tip tarafindan da kansere karsi koruyucu olarak öneriliyor. Her gün yenilen bir avuç findik ise kansere ve kirisikliklara karsi koruyucu özellige sahip. Zeaksantin adli bitkisel bilesim içeren misir tüketimi, yasa bagli gelisen görme bozukluklarini azaltiyor. Saglikli gözler için betakaroten içerikli ispanak da gerekiyor. Ama pisirildikten sonra hemen tüketilmezse içindeki yararli maddeler, toksik maddelere dönüsebiliyor. Bu arada meyan kökünün, SARS'a (Akut Solunum Yetmezligi Sendromu) karsi beklenmedik olumlu etkisinin bulunabilecegi bildirildi.Kuru El Dudak Vucut Ayak------------------------vucudunuzun herhangi biyeri kuruyor sizde kurumamasi icin daha cok nemlendirici kullaniyorsunuz...YANLIS ! Aslinda kuruyan yerlere disardan nemlendirici katmak vucudun kendi dogal olan nemlendirme fonksiyonunu azaltmaya yol aciyor...birgun nemlendirici suruyorsaniz 3-4 gun surmeyin ve göruceksiniz vucut el ayak dudak artik neyse kendini nemlendirmeyi "ögrenicek" yeniden...(karisik kurusuk anlattim ama siz anlarsiniz )cilt temizligi--------------yuzdeki siyah noktalari temizlemek icin kiltozuyla misirununu karistir yumusak hareketle yuzunu ovustur yika, sonra pamugu papatya suyuna batirip yuzunu sil butun siyah noktalar kaybolucak.. kuruyan cilt icin özellikle ayaklara limonsuyu iyi geliyor, limonu kes kuruyan yere iyice ovustur..cildin yumusacik olucak..Vitaminler ve Mineraller------------------------Vitamin ve mineraller Etki alanlari ve kaynagi. A Vitamini: Saglikli gözler, deri, saç, mukoza zari kaynagi, balik karacigeri yagi, böbrek, Beta-karotena(koyu, yesil yaprakli sebzelerde olur), sari ve turuncu meyve ve sebzeler B1 Vitamini: Saglikli kalp, beyin ve sinir sistemi. Normal kirmizi kan hücrelerinin seviyesini korur Kaynagi: Tahillarda, bugday tohumu ve hayvan cigeri. B2 Vitamini: Saglikli gözler ve tirnak ve saç. Kaynagi: Avokado, süt ve süt ürünleri, sakatat, maya B3 Vitamini: Saglikli sinir sinir sistemi, dolasim sisitemi, protein ve karbonhidrat metobolizmasi, enerji üretimi için gerekli Kaynagi: Tavuk, fistik, yumurta, badem, som baligi B5 Vitamini: Saglikli sinir sistemi Kaynagi: Avokado, beyin ve tahillar B6 Vitamini: Saglikli sinir sistemi, beyin ve üreme islevleri. Kaynagi: Bira mayasi, yumurta sarisi, yulaf ezmesi ve sakatat. B12 Vitamini: Normal kasi korur. Kaynagi: Ciger, böbrek, beyin, et, yumurta sarisi, arkadas iç-bakteriler tarafindan sentezlenir. Folik asit: Saglikli saç ve deri. Kaynagi: Lifli yesil sebzeler, brokoli, lahana, portakal, tahil, kuskonmaz. Kolin Bitartarat: Karaciger, böbrek ve safra kesesinin sagligini korur. Kaynagi: Tahil, findik, fistik, tohumlar ve narenciye meyvalari. C vitamini: Saglikli bagisiklik sistemi kollagen üretimi, saglikli kemikler, disler ve kikirdak. Kaynagi: Naranciye, biberiye, çig lahana, ananas, patates ve maydanoz. E vitamini: Antioxidant, vücut hücrelerinin sagligi, saglikli dolasim sistemi, kalp dolasim sistemi, kalp fonksiyonlari. Kaynagi: Misir, sigir eti, badem, yumurta sarisi, findik, ayçiçegi tohumu, bugday tohumu. Kalsiyum: Saglikli ve güçlü kemikler ve disler, normal kalp fonksiyonlari kaslari, kaslarin ve sinir sisteminin saglikli çalismamasi. Kaynagi: Badem, sütü ürünleri, yumurta sarisi, soya-fasulyesi ve sardalye baligi. Krom: Vücudun seker kullanimini düzenler, kandan hücrelere glikoz transferi saglar. Kaynagi: Yumurta sarisi, istiridye, yer fistigi, üzüm suyu, peynir, bugday ve maya. Demir: Oksijen kan yolu ile vücut hücrelerine tasir. Kaynagi: Karaciger, istiridye, sigir eti, helvaci kabagi. Magnezyum: Saglikli kaslar, damarlar, kemikler, kalbin düzenli çalismasi, sinir sistemi, enerjui üretiminde katalizör. Kaynagi: Badem, soya fasulyesi, yabani havuç. Magnanez: Sinir sistemi sagligi, beyin, sinirler ve kaslar arasinda koordaniasyon. Kaynagi: Ayçiçegi tohumu, Hindistan cevizi, badem, misir, ceviz, zeytin. Potasyum: Sinir sistemi kan ve dokular asit-alkali dengesi. Kaynagi: Bütün sebzeler, kayisi, muz, patates, findik, sardalye, avokado, narenciye meyvesi. Silica: Saglikli saçlar, deri ve tirnaklar. Kaynagi: Atkuyrugu bitkisi, köklü sebzeler, yulaf, arpa. Çinko: Saglikli üreme, deri ve bagisiklik sistemi. Kaynagi: Istiridye, sigi eti, karaciger, zencefil, süt ayçiçegi, helvaci kabagi tohumu, Ringo baligi. Hangi meyve neye iyi gelir? Sebze ve meyvelerin insan hayatinda bir ilaç kadar önemli oldugunu belirten Dogal Tip Dernegi Baskani Dr. Ender Saraç, günde yarim kilo sebze ve meyve tüketilmesi gerektigini vurguluyor. Jay Kordich adli Amerikali, 1948 yilinda mesane kanserine yakalandi... Hastaligin geldigi asamayi gören doktorlarin “Iyilesmesi mucize olur” dedigi Kordich, taze meyve - sebze suyu terapisini kullanarak hastaligini yendi. Reçetelerini “Meyve ve Sebzelerin Gizli Güçleri” adli kitapta toplayan Jay Kordich’in hastaliklar için önerdigi karisimlardan bazilari: Incir: Bagirsaklari çalistirir, enerji verir. Cinsel güce yardimcidir. Elma: Böbeklerin temizlenmesine, sindirim rahatsizliklarinin kontrol edilmesine yardim eder. Kayisi: Kan yapicidir. Güzel bir cilt ve saça olumlu etkisi vardir. Kanserin önlenmesinde yardim eden iyi bir karotenoid kaynagidir. Muz: Kalbe ve kas sistemine yararlidir. Yorgunluga ve ishale birebirdir. Visne: Mineral ve vitamin deposudur. Koyu renkli visneler, açik renklilere oranla daha fazla mineral içerir. Greyfurt: Sindirimi uyarir. Dis etlerinin kanamasini azaltir, soguk alginligina iyi gelir. Lifleriyle yenirse, kolesterolü düsürür. Portakal: Soguk alginligi, grip, incinme, kalp hastaligi ve felçten korunmaya yardim eder. Mandalina: Enfeksiyonlarla savasmayi kolaylastirir. Üzüm: Böbreklerin çalismasini uyarip kalp atisini düzenler. Karacigeri temizler. Siyah üzüm kabuklari ve çekirdekleriyle yenirse hücre yenileyicidir. Kavun: Endise ve uykusuzluga iyi gelir. Bagirsak ve cilt kanserine karsi Amerikan Kanser Toplulugu’nca tavsiye edilmistir. Karpuz: Kabugundaki çinko iktidarsizliga iyi gelir. Böbregi temizler. Kiraz: Kolesterolü düsürür, özellikle saplari idrar söktürücüdür. Armut: Kalp - damar sagligi, alçak kan basinci ve fiziksel performansa iyi gelen vitaminleri barindirir. Çilek: Sigara dumaninin etkilerini azaltir. Sigara içilen bir odadayken gün boyunca agza iki çilek atilmasi önerilir. Sivribiber: Siskinligi azaltmada faydalidir. Saçlara, tirnaklara ve cilde çok iyi gelir. Brokoli: Mide ve yemek borusu kanseri tehlikesini azaltir. Lahana: Yaslanmayi önleyici mineral olarak kabul edilen selenyum saglikli bir cilt verir, erkegin cinsel gücünü artirir. Havuç: Enerji verir. Karacigerin safra salgilamasina ve kolesterolü dengelemesine yardim eder. Salatalik: Kaslari gençlestirir. Deri hücrelerine elastikiyet verir. Sarmisak: Tansiyonu düsürür, kan pihtilasmasini azaltir. Bazi mide kanserlerini önledigi ve bagisiklik sistemini güçlendirdigi kanitlanmistir. Ispanak: Karacigeri, lenf bezlerini ve kan dolasimini uyarir. BAS AGRISINA KARSI ELMA ILE KEREVIZ Uykusuzluk: Havuç ve kereviz sapinin suyunu karistirin. Sakinlestirici: Havuç ve lahana suyunu karistirin. Sindirimi kolaylastirici: Karnabahar, havuç ve maydanoz suyu. Yorgunluk: Tek basina havuç ya da elma, kereviz ve maydanozdan herhangi biriyle birlikte sikilmis meyve suyu. Grip: Bir bardak kizilcik suyu ya da elma + kizilcik, elma + üzüm + ananas suyu. Iktidarsizlik: Lahana, brokoli, kivircik yaprakli lahana suyu. Sigara dumani: Kereviz ya da çilek suyu. Ezilme, çürüme: Portakal suyundaki bioflavonoid kan damarini ve kilcal damarlari güçlendirir. Ezik ve çürükler daha çabuk iyilesir. Kabizlik: Patates + havuç + elma + maydanoz suyu iyi bir tercihtir. En çok ise yarayan meyve suyu ise elma + armuttur. Agriyan kemikler: Havuç, lahana ve maydanoz karisiminin suyu. Mide asidi: Havuç + salatalik + pancar suyu ya da havuç + lahana + kereviz suyu mideyi yatistirmaya yardim eder. Hemoroid: Içinde özellikle patates bulunan içecekler öneriliyor. Patates + havuç + elma + maydanoz suyu ya da patates + elma + armut suyu. Bogaz agrilari: Turp + limon. Mide ülseri: Lahana ya da patates suyu. Bas agrisi: Elmayla birlikte karistirilan kereviz suyu. TÜKETIRKEN BUNLARA DIKKAT Dogal Tip Dernegi Baskani Dr. Ender Saraç, sebze ve meyvelerin insan hayatinda bir ilaç kadar önemli oldugunu söyledi. Saraç, günde yarim kilo sebze ve meyve tüketilmesi gerektigini vurgulayarak, dikkat edilmesi gerekenleri söyle siraladi: Besin degerinin kaybolmamasi için sebzeler az suyla, buharli tencere veya toprak güveç kaplarinda zeytinyagiyla pisirilmeli Havucu rendelemek B ve C vitaminlerinin kaybolmasina yol açar Sebze ve meyveleri vitaminlerinin kaybolmamasi için kalin dogramak gerekir Meyveleri tok karnina degil, aç karnina ya da yemekten 2 - 3 saat sonra tüketilinVITAMINLER----------Merhabalar... Dün B-12 Vitamini hakkinda bir takim veriler toplarken karsima çikan,saglikli bir beslenme ve saglikli bir yasam sürebilmemiz için bizler için gerekli olabilecek verileri sizlerlede paylasmak istedim... VITAMINLER Vitaminler, eslenmemiz, yasamimizi sürdürmemiz için en gerekli elemanlardir. Eksiklikleri bir çok hastaliklara yol açar. A Vitamini Çocuklarin büyümesine yardimci olur. Yangilara karsi bedenin direncini saglar. Gözü korur, besler ve iyi çalismasini güvence altina alir. Su besinlerde bulunur: Süt, koyun eti, yumurta, balik, dana eti, tavuk eti ve av hayvanlarinin eti, kuskonmaz, patlican, tereyagi, havuç, kereviz, lahana, karnibahar, hurma, ispanak, ekmek, hamurisleri, çilek, taze fasulye, mercimek, kavu, salgam, portakal, greyfurt, maydanoz, armut, elma, patates ve domates. B(1) Vitamini Gelismeyi saglar, sindirimi kolaylastirir. Meyve sekerlerinin özümlenmesine yardimci olur. Salgi bezlerinin faaliyetini arttirir. Su besinlerde bulunur: Süt, taze sebzeler, mercimek, bira mayasi, koyun eti, findik, ceviz, yumurta, portakal, ekmek, hamurisleri, nohut, balik, dana eti, kepek, sakatat, kuzu eti, sigir eti, muz, havuç, kestane, lahana, karnibahar, un. B(2) Vitamini Sekerin özümlenmesini saglar. Sinir sistemini düzene sokar. Solunum sisteminin çalismasina yardimci olur. Su besinlerde bulunur: Süt, peynir, taze ve kuru sebzeler, bira mayasi, koyun eti, yumurta, ceviz, findik, ekmek, balik, patates, dana eti, salatalik, sakatat, badem, sigir eti, un. B(6) Vitamini Dokularin yenilesmesini saglar. Karacigerin dostudur. Sinir sistemini düzene sokar. Cildin parlakligi ve gerginligini saglar. Su besinlerde bulunur: Et, süt, bira mayasi, koyun eti, yumurta, portakal, armut, nohut, dana eti, yesil salataliklar, muz, lahana, ispanak, karaciger, ekmek, hamurisleri, taze ve kuru fasulye. C Vitamini Kemiklerin ve dislerin gelismesini saglar. Büyümeye ve gelismeye yardimci olur. Kani zehirlerden temizler. Tansiyonu düsürür. Kandaki seker miktarini azaltir. Böbreküstü bezlerinin çalismasini arttirarak erkegin erkeklik gücünü sürdürmesini saglar. Organizmayi grip, nezle gibi hastaliklara karsi dirençli kilar. D Vitamini Kemiklesmeyi saglar. Kandaki fosfor ve kalsiyum miktarini yükseltir. Su besinlerde bulunur: Sucuk, balik ve su ürünleri, tereyagi, peynir, istiridye, süt. E Vitamini Yapilan arastirmalara göre, yaslanmaya neden olan "Radikal Asit" ismindeki bir asittir. Bu asit ise doymamis hayvansal yaglarda, tereyagi, zeytinyagi, arasit yagindaki ve bazi proteinlerdeki kimyasal maddelerle oksijenin birlesmesinden olusur ve hücreleri tahrip ederek yaslanmayi baslatir ve çabuklastirir. Radikal asiti yok edip hücre tahribini önlemek ve hücrelerin çogalmasini, yenilenmesini, gerçeklestirmek için E vitamininden ilaçlar yapiliyor. Bu ilacin yapiminda ise en çok yumurtadan yararlaniliyor. Yumurtadan baska, E vitaminleri su besinlerde bulunur: Muz, tereyagi, sigir eti, havuç, kepek, sigir karacigeri, çilek, peynir, kuru fasulye, yer fistigi, soya ve zeytinyagi, ton ve kiliç baliklarinin yagi, süt, yumurta, portakal, taze bezelye, elma, patates, tavuk eti, pirinç ve domates. Günes isigi da kandaki E vitaminin miktarini arttirir. Dirilik, güç ve kudret veren E vitamini zürriyet ve gençlik saglar ve kadinlarin döl bereketini arttirir. Tatillerim deniz kiyilarinda, günes banyosu yaparak geçiren kadinlar ummadiklari anda hamile kalirlar. E vitamini eksikligi, özellikle erkeklerde kisirliga neden olur. E vitamininin en bol oldugu besinlerden biri de kepektir. Sofranizda kepekli ekmege agirlik verin ve yemeklerde birer tatli kasigi kepek yutun. Yasliligi geciktiren, dinç kalmayi saglayan Haçlarin yapiminda, yumurtanin yani sira kepekten de yararlaniliyor. Fareler üstünde yapilan Incelemeler, E vitamIniyle beslenen farelerin ömrünün normal farelere göre yüzde 25 ila yüzde 45 oraninda uzadigini göstermistir. K Vitamini Cinsel gücü arttirmak için uygulanan tedavilerde, güçsüz erkege, hormonlarin yani sira B, E ve K vitaminleri verilir. K vitaminine gelince, bu vitamin en çok tereyagi, sigir eti, balik unu, koyun ve sigir karacigeri, süt, balik yagi ve yumurta gibi hayvansal besinlerde, hurma, kuru incir, çilek, kavun, isirgan, bezelye, elma, patates ve domates gibi bitkisel besinlerde bulunur. K vitamini yönünden en zengin gidalar ise basta balik unu ve isirgan, daha sonra da domatestir. Yukarda adlarini saydigimiz gidalarin çogunda, ayni zamanda, cinsel gücü arttiran fosfor da bol miktarda bulunmaktadir. Özellikle batik unu, balik yagi ve isirgan fosforu bol ürünlerdir. Besinlerden Alin Bilindigi gibi, vitaminler sentetik yoldan, labratuvarlarda da hazirlanmakta ve eczanelerde satilmaktadir. Ancak, besinlerden alman dogal vitaminler labratuvarlarda alinan sentetik vitaminlerden her zaman güçlüdür ve bu nedenle de, onlarin dogal yoldan edinilmesinde büyük yarar vardir. PP Vitamini Hücrelerin solunumunda hayati bir rol oynar. Mide salgisini düzene sokar. Kandaki alyuvarlari ve akyuvarlari besler. Büyümeyi, gelismeyi hizlandirir. Merkezi sinir sisteminin dostudur. Su besinlerde bulunur: Süt, taze sebzeler, bira mayasi, koyun eti, findik, ceviz, yumurta, ekmek, hamurisleri, maydanoz, pirasa, nohut, bezelye, balik, kepek, dana eti, badem, enginar, sigir eti, havuç, kereviz, kara lahana, lahana, karmbahar, hiyar, hurma, ispanak, un.Iyot Ilaveli Yemek Tuzu Hakkinda.---------------------------------


----ÖNEMLI BIR KONU--------Marketlerde,bakkallarda Iyotsuz tuz zor bulunur oldu.Saglik Bakanimiz Iyotlu tuz kullanimini daha da yayginlastirmak için çalisacaklarini açiklamisti. ----Bir Internet Sitesinin haber bülteninde çok yeni yer verilmis.Ülkemizde Guatr yaygin bir hastalik.Boynumuzun ön tarafinda bulunan Tiroid bezinin normalden az veya çok çalismasina göre bu hastalik olusuyor.Türkiye'de yaygin olan az çalisani. Onlara Iyot gerekli.Koruyucu olarakta kullanilabilir. ----Ama bir de sayilari az olan Hipertiroidli hastalar var.Bunlarda tiroid bezi çok çalisiyor ve bunlarin cilde antiseptik olarak dahi Iyotlu preparat(piyasada betadin,baticon vs.)Kullanmamalari gerekiyor.Çevremde de bayagi kiside varmis ögreniyorum.Kimi bilmeden Iyotlu tuz kullanimina devam etmis oluyor.Kullanmayan lokantada,misafirlikte yemisse gene aliyor.Bir hipertiroidli de benim.Kolay bir ilaç tedavisi ile bilinçli doz ayarlamasiyla(tahlile göre) normale gelmis oluyorum.Tatsiz ,hasta gibi çözemedigim durumum olunca düsünüyorum disarida birseyler yedigimi hatirlayip soruyorum.'Evet Iyolu tuz kullandik' diyorlar.En son çok ilginç,yedigim pasta bebek bisküvisinden yapilmis,bisküvide de Iyot varmis.Geriye dönüp düsününce bizim eve de zamaninda çok Iyotlu tuz girdi.Belki o sebep oldu. ------(Hipertiroidli hastalar baska ilaç kullanmak zorunda kaldiklari zaman ilaçta .......Hcl olmamasi gerekiyor.cl (Klor) da Iyot a benzer etkiler gösteriyor.Dis Hekimliginde,lokal anestezik olarak kullanilan jetocain Hcl gibi.Ya da bir soguk alginligi ilaci olabilir,içindeki maddelerden birinde ...Hcl olabilr.Dikkat edilmeli.Dis hekimine durum hatirlatilmali.Soguk alginligi ilaci gibi,reçetesiz de alinabilen ilaçlar rastgele kullanilmamali.) ------Tabipler odasina görev düsüyor.Iyotlu Tuzun rastgele kullanilmamasi için.Saglik bakanligi ile isbirligiyle çözüm bulabilirler.Saglik Ocaklari her tarafta yaygin ve ücra yerlerde bile çesitli vesilelerle tarama yapiyorlar.Koruyucu olarak kimlerin almasi gerekiyorsa,çocuk, büyük tesbit edilebilir. ------Vitaminler ve mineraller bir ürüne ekleniyorsa o ürün artik ilaçtir.Saglik Bakanligindan ruhsatli olmasi gerekir ve ancak eczanelerde satilmak zorundadir.Bebek bisküvilerine eklenen mineraller,vitaminler,vitamin+mineraller,çok yanlis bir durumdur.Bebek mamalari gibi düsünülmemeli.Doktoru kullanilan mama ve miktarina göre bebegin ne kadar ne vitamini aldigini hesaplar,eksigine fazlasina göre ayarlamalarini yapar,ihtiyaç duyarsa ilave vitamin verir.Mamalarin saklama ve kullanma kosullari bellidir. ------Yemeginize tuz eklerken düsünün derim.Saglikli günler dilerim.Elma Sirkesi------------Her ögun yemekten 15 dakika önce 1 bardak suya 2 corbakasigi elma sirkesi karistirip icin..migdeyi antioxidantlarla temizleyip sindirim sistemi icin birebir.Beslenme sanati---------------yasamayi ve sevdiklerinizi seviyorsaniz mutlaka okuyun!!!!!!!! Kanser konusunda istatistikleri tutulan en güvenilir data A.B.D’inde var. Bagirsak kanseri; her 20 kiside bir Gögüs Kanseri; her 8 kadinda bir Kadinda en çok görünen kanser türleri; 1.Gögüs K. 2.Bagirsak K. 3.Rahim K. Erkekte en çok görünen kanser türleri; 1.Prostat K. 2.Akciger K. 3.Bagirsak K. Bu verilerden anlasilacagi gibi kadinda çok sik rastlanan rahim kanseri, bagirsak kanserinden daha düsük orana sahip, erkeklerde ise 3. sirada. Ancak tüm kanserler içinde beslenme ile %70, 5 yilda bir yapilan kolonoskopi ile %95-99 arasi önlenebilen tek kanser türü. Kolonoskopi yapilmasinin nedeni, bagirsakta iyi huylu bir polip olarak baslayan bu hastalik 7-8 yili içinde kötü huylu bir tümöre dönüsüyor. Bu nedenle 5 yilda bir yapilan kolonoskopi bu hastaligi çok yüksek bir oranda önleyebiliyor. Kanser oraninin artmasi tüm dünyada 1900 lerin basina denk düsüyor. Arastirmalar bu dönemdeki 2 olaya baglanti gösteriyor; 1. Modern un fabrikalarinin kurulusu: Yedigimiz ekmekte ki un partiküllerinin oldukça kalin olmasi gerekiyor. Çok islem görmüs, çok ögütülmüs bugday yerine kirik bugdayli ekmek yemek hem bagirsaklar için hemde kilo açisindan daha yararli. Francala ekmek yerine marketlerde satilan ‘Doygun Ekmek’ in çavdarli ekmegi, ya da tam bugday ekmegi, veya Istanbul Halk Ekmegin köy ekmegi piyasada olan ekmeklerin içinde en sagliklilari. Evde yapmak isterseniz; ½ kg tam bugday unu+300gr ince bulgur+100gr keten tohumu karistirarak tam dogru kivamda ekmek yapabilirsiniz. 2. Margarin: Evinize ASLA girmemesi gereken bir gida maddesidir. Öbür adina ZEHIR diyebilirsiniz. Bunun yerine tereyagi (her gün bir ekmege sürülecek kadar tereyagi tüketebilirsiniz; 10-20 gr. kadar) ve Zeytinyagi tüketmelisiniz. · Vücut için yararli olan maddelerin en basinda Omega 3 geliyor. Omega 3 ün en çok bulundugu gidalar: Keten tohumu: Bunu günlük 25 gr (Tepeleme çorba kasigi) kadar tüketmeniz gerekiyor. Ancak yemeden önce dis kabugunun kirilmasi gerekiyor, yoksa bize yeteri kadar faydasi olmuyor. Yemeden önce kahve makinasinda ögütüp, sonra tüketmemiz ve de gün içinde keten tohmunun görevini yapabilmesi için yeterli derecede su içmemiz gerekiyor. Keten tohumunu günlük ögütmeliyiz, 24 saat içinde bayatliyor. Soya Fasulyesi Soya filizi Koyu yesil yaprakli tüm sebzeler Domates Baliklar: Lüfer, Somon Yumurta · Doymamis(sivi) yaglarin içinde Omega 3, Omega 6, ve Omega 9 bulunuyor. Zeytinyaginda Omega 9 var. Bunun yanisira misirözü, ayçiçegi, findik yaglarinda ise yüksek miktarda Omega 6 var. Vücudumuz için çok yararli olan Omega 3 ün EN BÜYÜK DÜSMANI Omega 6 dir. Aldigimiz gidalardaki yararli Omega 3, eger gerektiginden fazla Omega 6 almis isek vücudumuz tarafindan kullanilamaz. Örnegin Omega 3 almak için yedigimiz baligi ayçiçek yaginda kizartirsak o baligin faydasi bize degilJ Dogada omega 3 vs Omega 6 oraninin kaç oldugunu arastiranlar, yumurta da bu oranin 1:4 oldugunu bulmuslar. Bizimde diyetimizde buna dikkat etmemiz gerekiyor. Omega 6 açisindan zengin olan gidalar (Yemememiz gereken yada az yememiz gereken Gidalar): Zeytinyagi disindaki tüm sivi yaglar Margarin Findik-Fistik Ceviz Nutella (findik yagi var) Yapilan arastirmalarda vücuttaki Omega 6 orani arttikça, gögüs, bagirsak ve prostat kanserine yakalanma oranlarinin arttigi gözlenmistir. · Haftada 30-40 çesit bitki tüketmemiz gerekiyor. Çogunlukla toprak kökenli bitkileri tercih etmeliyiz. Örnegin salataya koyacaginiz domates, salatalik, nane, feslegen, roka, dereotu, maydanoz, turp... ile bu 40 çesidin önemli bir miktarini karsilayabilirsiniz. Günlük tüketmemiz gereken miktarlar: 400 gr. Sebze 200 gr. Meyve 125 gr. Et Su · Demir için hergün kirmizi et tüketmeliyiz. Kirmizi eti tükettigimiz gün yumurta yememeliyiz; 1 dilim et = 125 gr veya 1½ yumurta · Günlük içmemiz gereken SU miktari: Bu kisiden kisiye göre degisir. 1.80 cm boyutlarinda 80 kg agirligindaki kisi ile 1.55 cm boyutlarinda ki kisinin su ihtiyaci ayni olmaz. Bilmemiz gereken ‘Altin sarisi isemek bizi zengin etmez’. Idrarimizin renginin ve kokusunun olmamasi gerekir. · Yanik olan hiçbirseyi yememeliyiz; yanik ekmek, yanmis sucuk.... · Kömür mangali kullanmamaliyiz. Etin yagi kömüre damlar, yanar ve 40 farkli kansorejen madde ete yapisir. Bunun yerine granit tas tercih edilmeli, kesinlikle etin yagi kömüre akmamali ve kömürün yanarken olusan dumani ete gelmeyecek. Bu durumda en sagliklisi Elektrikli izgara. · Balik için en ideali haftada 3 tüketmektir. Ama bu çok mümkün olmuyor. Ama Omega 3 açisindan en zengini. Lüfer, Dil, Somon · Calcium; Günlük almamiz gerek miktar 1000 cl Bize ögretilen calciumu süt-peynir-yogurttan almaliyiz. Ancak Bu gidalardan günlük calciumu almamiz oldukça zor ve zahmetli. Günlük calciumu karsilamak için 1250 gr. Yogurt tüketmemiz gerekiyor. Bu miktar süt ve peynir içinde ayni. Bu gidalari bu oranda tüketirsek çok fazla yag almis oluruz. Bu nedenle ilk olarak bu gidaninda yagsiz olanlarini tercih etmeliyiz. Günlük calcium ihtiyacimizi sebze ile karsilamaliyiz. 400 gr. Maydanoz ile günlük calcium ihtiyacimizi karsilayabiliriz. Koyu yaprakli sebzeleri tercih etmeliyiz. Peynir ise TÜKETILMEMELI! Sadece yag deposu. · Günlük alinmasi gereken vitaminler: Daily Mix Vitamin (GNC-Mega Mix, One A Day, Centrum...) Omega 3 (Solgar-Omega 3-700, GNC Omega 3) Betacarotene (haftada 2 alinabilir) Krom Selenium Q enzyme 10 Calcium oyster shell · Cola; Mutlaka cola içmek zorundaysaniz - aç karnina normal cola, yemek yerken veya tok karnina diet cola tercih edilmeli. Tabii ki ilk tercihimiz SU olmali. · Yapay tatlandirici Çok tercih edilmemeli. Japonya da bir agacin yapragini bu is için kullaniyorlar; Stevya GS dan tünele giderken sagdaki 2. veya 3. sokaktaki dogal ürünler satan dükkanda bulunabilir. · Alkol tüketimi Erkek ; günlük 20 gr. = 1 sise bira = 1 kadeh sarap Kadin ; günlük 10 gr. = ½ sise bira = ½ kadeh sarap Bir günlük alkol tüketimi bu miktarlari asmamali. Bu miktarlar asildigi zaman karacigerimizi yormuyoruz, ZEHIRLIYORUZ. Bu nedenle ‘ertesi gün içmem, karacigerimi, vücudumu dinlendiririm’ düsüncesi de sadece kendimizi kandirmak olur. · Gofret, bisküvi YASAKLANMALI!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! · ILLAKI atistirmak ve zararli birseyler yemek istiyorsaniz BITTER ÇIKULATA tek tercihiniz olmali. Kanser, yüksek tansiyon, damar sertligi, seker, kalp hastaliklari artik bir baslik altinda inceleniyor ; Syndrome X (metabolik syndrome) = Insulin direnci Hastaligi (Hücrelerdeki insulin degerinin bozulmasi) Tüm bu hastaliklarin 2 önemli nedeni var: 1. Omega 3 vs Omega 6 oraninin bozulmasi Vücuttaki hücre zarlarinda yeterli oranda Omega 3 olmali, bu sekilde daha dayanikli hücre yapisi olur. Bu nedenle omega 3/Omega 6 oranina dikkat etmek gerekir. 2. Glisemic Index: Kan sekerini yükseltme katsayisi Basit seker yeme - patates ye ; dogru diye bilinen büyük yalan · Türlü gidalarin kandaki sekeri yükseltme egrisini belirlemek için yapilan arastirmada dogru bildigimiz birçok yalnis bulunmus. Glisemic index yükseldikçe besinin zarari da yükseliyor. Örnek; Beyaz ekmek, makarna, beyaz pirinç, patates, dondurma Bu besinleri Glisemic Index açisindan en zararlidan en az zararliya dogru dizmemiz gerekirse 1.Beyaz pirinç G.I.: 160 2. Patates G.I.: 130 3. Beyaz Ekmek G.I.: 80 4. Dondurma G.I.: 70 5. Makarna G.I.: 55 Glisemix indexin 70 ve altinda olmasi sagligimiz ve beslenmemiz için ideal olani. Beyaz pirinç, beyaz ekmek ve patates vücudumuza girdikten sonra 1 saat içinde glikoz üretir. Vücut bu glikozu içine almak için insülin üretir, ve bu glikozu enerji olarak depolamak için seker depolarina götürür. Ancak vücuda agir agir degil hepsi bir anda verilen glikoz vücudun bir anda depolayacagindan çok fazla gelir. Vücutta bunu hemen yok etmesi gerektiginden yaga dönüstürür VE POPOLARIMIZ BÜYÜR. Birde buna ragmen kisa sürede açlik hissederizzzzz. Bu nedenle her zaman daha sert bugdaydan yapilmis gidalari tüketmeliyiz. Bu gidalarda glikoz çok yavas bir sekilde kana karisir, ve vücud bu glikozu enerji olarak depolayabilecegi zamani bulur. Ayrica çok daha uzun süre tok tutar. Bu nedenle futbolcular maçtan 3 saat önce makarna yerler. Pirinç yerine bulgur tercih etmeliyiz; dolmalarda, z.yaglilarda bulgur kullanmaliyiz. Pirinç unu ASLA kullanmamaliyiz. Sütlü tatlilari hafif zannetmemeliyiz. Patates yiyerek çok hafif yedigimizi düsünmemeliyiz. Makarnadan da (çok yagli ve kremali olmadigi takdirde) çekinmemeliyizJ Bir kaç tane daha Glisemic index belirtmek gerekirse Kabuklu/kepekli pirinç 90 Mercimek 22 Bulgur 45 Kepekli makarna 50
ŞIŞMANLIK!!!------------Sismanlik nelere yol açabilir? •Kalp-damar hastaliklari •Seker hastaligi •Yüksek tansiyon •Safra kesesi taslari •Gut hastaligi •Artrit •Kanser •Horlama •Uykuda solunum durmalari •Duygusal ve psikolojik sorunlar •Depresyon •Kendine güvenin azalmasi •Yeme bozukluklari Eger sismansaniz; kalp hastaligindan ölme riskiniz 2 kat,seker hastaligina yakalanma riskiniz 7 kat, kanserden ölme riskiniz %40 fazla. Yani, can bogazdan gidiyor. Guclu Kirpikler---------------Kirpiklerinizin guclenmesi ve gurlesmesi icin: her aksam yatarken kirpik köklerine pamuklu bir cubukla bademyagi surun..bikac zaman sonra kirpiklerin guclendigini gurlestigini ve uzadigini göruceksiniz.. KIRILAN TIRNAKLAR
Kirilan ve catlayan tirnaklariniz icin: parmaklarinizi haftada 2-3 defa 10-15 dakika olmak uzere zeytinyagi icinde dinlendirin...tirnaklariniz guclenicek ve kirilmiycak.. Sivilce Ve Dismacunu--------------------yuzunuzde cikan tek tuk sivilceleri kurutmaya birebir: gece yatarken sivilcelerin ustune dismacunu sürülür

read more

BİTKİSEL TEDAVİ DOĞAL İLAÇLAR 0 yorum

Acıağaç (kuvasya ağacı) : Sedefotugillerden; 2-3 metre boyunda küçük bir bitkidir. İnce kabuklarının üzerinde sarı benekler vardır. Çiçekleri kırmızıdır. Sıcak ülkelerde yetişir. Bu ülkelerde acı ağaç kabuklarından yapılan kaplardan su içenlerin kuvvetleneceğine inanılır. Hekimlikte ; kökü, kabuğu ve odunu kullanılır. Etkili maddesi "Quassine"dir. Çok acıdır.
Faydası : İştah açar, hazmı kolaylaştırır. Ateşi düşürür. Tükürük ifrazatını arttırır. Mide, bağırsak, karaciğer ve böbreklerin çalışmasını düzenler. Böbrek sancılarını keser, taşların düşürülmesine yardımcı olur. Bağırsak kurtlarını döker. Kanamaları durdurur. Haşarat kaçırıcı olarak da kullanılır. Fazla kullanılacak olursa; baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma yapar.
Acıbakla (termiye) : Baklagillerden; otsu bir bitkidir. Acı taneleri kullanılır.
Faydası : Besleyicidir. İdrar söktürür ve idrar yollarını temizler. Böbrek iltihabını giderir. Böbrek taş ve kumlarının düşürülmesine yardımcı olur. Baş ağrılarını dindidir. Romatizma, lumbago ve siyatik ağrılarını keser. Albümin miktarını düşürür. Vücutta biriken tuzu atar.
Acıçiğdem (güzçiğdemi) : Zambakgillerden; sonbahar aylarında çiçek açan, mor renkli, zehirli bir bitkidir. Rutubetli yerlerde yetişir. Hekimlikte haricen kullanılır.
Faydası : Romatizma ve nikris tedavisinde kullanılır. Ancak zehirli olduğundan dikkatli olmak gerekir.
Adaçayı (salvia officinalis) : Ballıbabagillerden; özellikle Akdeniz bölgesinde yetişen ıtırlı bir bitkidir. Menekşeye benzeyen çiçekleri haziran, temmuz aylarında açar. Yaprakları uzun, kenarları tırtıllı, beyazımsı yeşil renktedir. Hafif kafuru kokusu vardır. Çiçek açtığı zaman toplanıp, kurutulur.
Faydası : Mide va bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Boğaz, bademcik ve dişeti iltihaplarını giderir. Göğsü yumuşatır. Astımdaki sıkıntıları geçirir. İdrar ve ter söktürür. Banyo suyuna katılıp yıkanılırsa; zindelik verir. Günde, 3 kahve fincanından fazla içilmemelidir.
Adamotu (köpekotu) : Patlıcangillerden; geniş yapraklı, fena kokulu bir bitkidir. Kökü, insan şeklini andırır. Bilhassa Antalya çevresinde yetişir. İçeriğinde "Hyoscyamine", "Hyoseine" ve "Atropine" vardır.
Faydası : Şehvet artırıcıdır.
Adasoğanı (scille) : Zambakgillerden, bir çeşit bitkidir. Yaprakları uzun şerit şeklindedir. Çiçekleri; yeşil ve beyaz damarlıdır. 2 kilogram kadar olan soğan kısmı, yapraklarının altındadır. Acı ve zehirlidir. 7,5 gram adasoğanı öldürebilir. İçeriğinde "Scillarena glikozidi" vardır. Tazeyken kullanılmaz. Aksi halde zehirlenme ve kusmalara yol açar. Soğanın etli olan orta kısmı dilimlenerek kurutulur. Sonra dövülüp toz haline getirilir. Ev ilaçlarında çok dikkatli kullanılması gerekir.
Faydası : İdrar söktürür. Kalp hastalarında vücuda biriken suyu boşaltır. Azotemi'yi azaltır. Böbrek hastalarının kullanmaması gerekir. Uzun süre kullanılacak olursa "Albüminüri" yapar.
Ağaçkavunu (utruç) : Turunçgillerden; yaprakları mavimsi pembe bir ağaçtır. Meyvesi; buruşuk kabuklu iri limona benzer.
Faydası : Ferahlatıcı, serinletici ve kabızlık gidericidir.
Ahlat (yaban armudu) : Gülgillerden; kendi kendine yetişen ve üzerine armut aşılanan bir ağaçtır. Yemişi iyice olgunlaştıktan sonra yenir.
Faydası : Meyveleri, ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarında da filizleri dövülüp, konur.
Ahududu (ağaççileği) : Gülgillerden; böğürtlen gibi çalı halinde, dikenli bir bitkidir. Kümeler halindedir. Kendiliğinden yetişir. Meyvesi duta benzer. Sarımtırak kırmızı portakal renginde, sulu ve güzel kokuludur. Meyvesi toplanıp, kurutulur. Reçel, şurup ve likör yapılır. Meyve olarak da yenir.
Faydası : Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir. Romatizma, mafsal kireçlenmesi, nikris, boğaz, bademcik ve göz iltihaplarında kullanılır. Kansızlık ve veremde çok iyi bir gıdadır. Ateş'i düşürür. Üre ve şeker hastalarına da faydalıdır. Mide ülseri olanların kullanmamaları gerekir.
Akasya (salkımağacı) : Baklagillerden; bir çeşit süs ve gölge ağacıdır. Salkım çiçekli ve küçük yapraklıdır. Çiçekleri güzel kokar. Çiçekleri kullanılır.
Faydası : Nefes darlığını giderir. Astımın şikayetlerini giderir.
Akdiken (geyikdikeni) : Cehrigiller familyasından; 3-5 metre boyunda bir bitkidir. Meyveleri; siyah ve etkilidir. Hekimlikte; meyvelerinden yapılan şurup "Sirop de Nerprun" kullanılır. Ev ilaçlarında; kök ve kabuklarından yararlanılır.
Faydası : 20 tane meyve yenecek olursa, şiddetli müshil tesiri gösterir ve kabızlığı giderir. Kaşıntıları da keser. Ancak, belirtilen miktardan fazla kullanılmamalıdır. Aksi halde, şiddetli karın ağrılarına sebep olur.
Akhuşağacı (kayınağacı) : Kayıngillerden; nemli topraklarda yetişen bir ağaçtır. Meyveleri küçüktür. Yaprakları ilkbahar aylarında toplanıp kurutulur.
Faydası : İdrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar. Şişmanlamayı önler. Romatizma ağrılarını dinlendirir. Ayak kokularını keser. Saçları gürleştirir, kepekleri yok eder. Cilt hastalıklarını tedavi eder. Kalp kifayetsizliğinin sebep olduğu idrar tutukluğunu giderir. Vücutta biriken tuzu atar. Üremi ve albüminde faydalıdır.
Alıç (ekşimuşmula) : Gülgillerden; kırlarda yabani olarak yetişen bir ağaçtır. Meyveleri; küçük muşmulaya benzer, kırmızı renklidir. Tadı mayhoştur. Hekimlikte meyvesi kullanılır.
Faydası : Asabi çarpıntıları giderir. Sinir bozukluğunu geçirir. Yüksek tansiyonu düşürür. Aritmide kullanılır. Uykusuzluğu giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertliği ve göğüs nezlesinde faydalıdır.
Altınbaşakotu (solidago officinalis) : İdrar tutukluğu, albümin, nefrit, üremi ve sistit tedavisinde kullanılan bir çeşit bitkidir.
Faydası : Asabi çarpıntıları giderir. Sinir bozukluğunu geçirir. Yüksek tansiyonu düşürür. Aritmide kullanılır. Uykusuzluğu giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertliği ve göğüs nezlesinde faydalıdır.
Altınkökü (ipeka) : Güney Amerika'da yetişen bir bitkidir.
Faydası : Az miktarda kullanıldığı takdirde tatlandırıcıdır. Yüksek dozlarda kullanılırsa kusturur, ishal yapar. Müzmin bronşitte ifrazatı artırır.
Amberkabuğu (croton elutheria) : Antil adalarında yetişen "liquidamber/sığla ağacı" denilen ağacın kabuğudur. Kabukların dışı kahverengiye yakın gri; içi ise sarıdır. Yandığı zaman hoş bir koku verir.
Faydası : Dizanteri ve ishali keser. Hazım bozukluklarını giderir. Kansızlıkta faydalıdır. Anne sütünü artırır.
Amberbaris (kadıntuzluğu) : Yabani, çalı şeklinde, sarı çiçekli bir ağaçtır. Kökü acıdır. Yaprakları ve yemişi tatlıdır. Seyrek ormanlarda bulunur. Boyu 2-3 metre arasındadır. Meyvelerinde bol miktarda C vitamini vardır. Meyveleri, kabukları ve kökü kullanılır.
Faydası : Karaciğer ve safra kesesi hastalıklarını iyileştirir. Ateşi düşürür. Hazım bozukluklarını giderir. Bağırsak iltihaplarını tedavi eder. Öksürüğü keser. Mideyi kuvvetlendirir. İştah açar. Ağız yaralarını iyileştirir. Kan dolaşımını düzenler. Yüksek tansiyonu düşürür. Siyatik, romatizma ve eklem ağrılarını giderir.
Anason (anis) : Vatanı Asya'dır. Maydanozgillerden; yarım metre kadar yükseklikte bir bitkidir. Yaprakları yuvarlak ve böbrek şeklindedir. Çiçekleri beyazdır; meyveleri küçüktür. Meyvelerinde "Anethol" vardır. Kokucu ve yakıcı lezzettedir. Temmuz ve ağustos aylarında toplanır.
Faydası : Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı artırır. Kusmaları ve ishali keser. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Ancak, aybaşı kanamaları ve hamilelik döneminde kullanılmaz. Anne sütünü artırır. Sinirleri yatıştırır. Migren ağrılarını keser. Beyin yorgunluğunu giderir. Uyku verir. Kalbi kuvvetlendirir. Kan dolaşımının düzenli olmasını sağlar. Cinsel arzuları kamçılar. Astım, nefes darlığı ve bronşitte görülen şikayetleri giderir. Öksürüğü keser. Yaşlılarda meme sarkmasını önler. Fazla miktarda kullanıldığı zaman uyuşukluk verir.
Andızotu (atgözü) : Bileşikgillerden; nemli yerlerde yetişen, 1 metre kadar sapı olan, bir çeşit ottur. Yaprakları büyük, yumuşak ve yuvarlaktır. Çiçekleri sarı renkte olup, acı ve kokuludur. Kökü kalındır. Meyveleri küçük fıstık kozalağına benzer.
Faydası : Mideyi kuvvetlendirir. Balgam söker. Mikropları öldürür. Vücutta biriken tuzu atar. Üremi, nefrit, sistit, idrar yolları hastalıkarında faydalıdır. Nefes darlığını giderir. Karaciğer hastalıklarını tedavi eder. Kaşıntıları keser. Fazla kullanıldığı zaman mide bulantısı yapar.
Antep fıstığı (şam fıstığı) : Antepfıstığıgiller familyasındandır; Gaziantep havalisinde yetiştirilen, 5-10 metre yüksekliğinde bir ağaç ve bunun meyvesidir. İçeriğinde sabit yağ, sakkaroz ve proteinli maddeler vardır.
Faydası : Vücudun gelişmesini sağlar. Bedeni ve zihni gücü arttırır. Cinsel istekleri kamçılar. Böbrek ve safra kesesi ağrılarını hafifletir. Göğsü yumuşatır, öksürük söktürür.
Ararot (maranta nişastası) : Sıcak iklimlerde yetişen "Maranta" adlı kamıştan veya ona benzer başka bitkilerin köklerinden çıkarılan beyaz bir tozdur. Nişastadan daha incedir. Kokusu ve tadı yoktur.
Faydası : Çocuk maması yapmakta kullanılır. Süt çocuklarına ve nekahat dönemi hastalarına verilir. Hastalıklardan sonra görülen halsizlikleri giderir.
Ardıç (ephel) : Kozalaklılardan 2-5 metre boyunda bir ağaçtır. Yaprakları ince, uzun, sivri ve güzel kokuludur. Meyveleri; siyah, parlak kozalak şeklindedir. Bunlara ardıç tohumu da denilir. Kasım ve aralık aylarında toplanıp kurutulur. Bir çok türü vardır.
Faydası : Kandaki şeker miktarını düşürür. Pankreasın normal çalışmasını sağlar. Nekahat devresinin çabuk atlatılmasında yardımcı olur. Vücuda dinçlik verir. Böbrekleri, mesaneyi ve idrar yollarını temizler. Ter ve idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Soğuk algınlığı, romatizma, damar sertliği ve nikriste de faydalıdır. Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Aybaşı ağrılarını dindirir. Böbreklerinde iltihap olanlar kullanamaz. Tavsiye edilen miktarı da aşmamalıdır.
Ardıçkatranı ağacı (katran ardıcı) : 1 metre kadar yükseklikte; yuvarlak kırmızı meyveleri olan bir ağaçtır. Meyveleri ardıç meyvelerinden daha büyüktür. Odunun kapalı ocaklarda yakılmasından (Kuru distilasyon) ardıçkatranı denilen bir madde çıkarılır.
Faydası : Kadyağı; ergenlik, egzama, saçkıran, kellik, uyuz ve sedef hastalığında kullanılır.
Armut (pirus communis) : Gülgillerden; çiçekleri beyaz bir ağacın meyvesidir. Armut; suluca yumuşak tatlı ve küçük çekirdeklidir. Rengi sarı ile yeşil arasında değişir. Ankara , Mustabey, Çengel, Kumla, Bey olmak üzere birçok çeşidi vardır.
Faydası : Böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar. İdrarı bollaştırır. Böbrek kum ve taşlarının dökülmesine yardım eder. Yüksek tansiyonu düşürür. Kanı temizler bütün salgı bezlerinin normal çalışmasını sağlar. Kansızlığı giderir, kabızlığı önler. Sinirleri yatıştırır. Zihni yorgunluğu giderir. Susuzluğu keser. Tükürük ifrazatını artırır. Hamilelerin kusmalarını azaltır. Hazımsızlığı giderir. Mafsal kireçlenmesi, nikris ve romatizmada faydalıdır. Şeker hastaları da yiyebilir. Midesi zayıf olanların kompostosunu içmeleri tavsiye edilir. Yemeklerden önce yenecek olursa daha faydalı olur.
Arpa (hordeum vulgare) : Buğdaygillerden; taneleri ekmek ve bira yapmakta kullanılan bir bitkidir. Hayvan yemi olarak da verilir. Nişastası boldur. Kavrulup kahveye de karıştırılır.
Faydası : İdrar söktürür. Mesane ve idrar yollarındaki iltihapları temizler. Böbrek ve kum taşlarının dökülmesine yardım eder. Prostat büyümesini önler. Asabi kusmaları durdurur. Boğaz ve yarımbaş ağrılarını dindirir. Dil iltihaplarını giderir. Temriye ve mayasılda haricen kullanılır.
Aslanağzı (kurtağzı) : Aslanağzıgiller familyasından; türlü renkte, güzel bir bitkidir. Kokusuzdur. Daha ziyade süs bitkisi olarak kullanılır.
Faydası : Balgam söktürür. Bronşit'te rahatlık verir.
Aslanyağı (leontopidium alpinium) : Bileşikgiller familyasından; Alp dağlarının yüksek tepelerindeki kireçli topraklarda yetişen bir bitkidir. Çiçekleri yıldız şeklindedir. Ağustos ayında toplanıp kurutulur.
Faydası : Çocuklarda görülen ishalleri keser.
Aslandişi (karahindiba) : Bileşikgiller familyasından; yol kenarında, çayır ve hendeklerde yetişen bir çeşit bitkidir. Yaprakları rozet şeklindedir. Çiçekleri sarıdır. Taze yaprakları salata olarak da yenilebilir. Kökünde; Torexacin, levulin, inulin ve şeker vardır. Yaprakları ilkbahar; kökleri ise, sonbahar aylarında toplanıp, kurutulur.
Faydası : İdrar söktürür. Mesane ve kalınbağırsak iltihaplarını giderir. Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Balgamlı ishalleri keser. Karaciğer şişkinliğini indirir. Böbrek ve safra taşlarını düşürür. Sarılıkta faydalıdır. Anne sütünü artırır. Taze sürgünleri kırıldığı zaman akan sütü de dişleri temizler. Öğütülen kökü, kahveye katılır.
Aslankuyruğu (yerpırasası) : Ballıbabagillerden; bir çeşit bitkidir.
Faydası : Ateşi düşürür ve terletir. Vücuda rahatlık verir.
Aslanpençesi (alchemila vulgaris) : Gülgillerden; çayırlarda, ormanlarda yetişen ve türlü çeşitleri olan bir yabani bitkidir. 5-7 parçalı olan yaprakları büyüktür. Kökü geniştir. Çiçekleri; ufak yıldız şeklinde olup, yeşilimtıraktır. Mart-Temmuz ayları arasında toplanıp, kurutulur.
Faydası : Ateş düşürür. Vücuda kuvvet verir. Yarımbaş ağrılarını keser. Anne sütünü artırır.
Asma (vitis) : Asmagiller familyasından tırmanıcı, uzun ömürlü, ağaçsı bir bitkidir. Mayıs-Haziran ayları arasında çiçek açar. Gövdesi üzerindeki kabuklar zamanla esmerleşip şeritler halinde dökülür. Çiçekleri küçük, yeşilimsi renktedir. Yapraklarının taban kısmı kalp şeklindedir. Kenarları dişli ve ucu sivridir. Üst yüzleri tüysüz, alt yüzleri ise tüylüdür. Meyvelerine üzüm denir. Kuru veya yaş olarak yenir.
Faydası : Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.
Atkestanesi (hindkestanesi) : Atkestanegiller familyasından; süs olarak yetiştirilen iri bir gölge ağacıdır. Nisan-Temmuz aylarında çiçek açar. Meyveleri kestaneye benzer. İçinde nişasta, saponin ve yağ vardır.
Faydası : Kabuklarından yapılan ilaçlar ateşi düşürür. Vücuda kuvvet verir. Tohumları ise romatizma ve mafsal ağrılarını giderir. Varis flebit ve basur memelerinin tedavisinde ve deri çatlaklarını gidermekte kullanılır.
Atkuyruğu (zemberekotu) : Atkuyruğugillerden; kök sapı ömürlü olan, nemli yerlerde yetişen bir bitkidir.
Faydası : İdrar tutukluğunu giderir. İdrarı artırır. Böbrek taşlarının düşürülmesinde yardımcı olur. İdrar torbasındaki iltihabı giderir. Kan işemeyi keser. Albümin miktarını düşürür. Zatülcenp ve karaciğer hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Nikris ve romatizmanın şikayetlerini giderir. Tavsiye edilen miktardan fazla kullanılmamalıdır.
Ayçiçeği (gündöndü) : Bileşikgillerden; büyük çiçekli bir bitkidir. Çiçekleri tabak şeklindedir. Rengi sarıdır. Tohumlarından yağ çıkarılır.
Faydası : Yağı, damar sertliğini giderir. Kurdeşen'in sebep olduğu kaşıntıları giderir. Esansı verem tedavisinde kullanılır. Kolestrol miktarını düşürür. Cinsel arzuları kamçılar. Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Kalp, sinir hastalıkları ve iktidarsızlığı önler.
Ayısarımsağı (Allium ursinum) : Ayısarımsağı, ilkbahar müjdecilerinin en başta gelenlerinden biridir. Orman sarımsağı ve cadısoğanı isimleriyle de bilinir. Ayısarımsakları, inci çiçeğininkini (Mayıs Çiçeği) andıran, neşter biçimindeki cilalanmış gibi parlayan taze yeşil yaprakları, saydam bir beyaz tabaka ile örtülü, uzunca bir soğandan çıkarlar. Üstünde beyaz çiçek yuvarlakları olan açık yeşil ve pürüzsüz sapı 30 cm kadar uzar. Ayısarımsağı, yalnızca bitkisel topraklı, nemli çayırlarda, gölgeli ve nemli dere kıyılarında, çalılıkların altında, yapraklı ağaç ormanlarına yetişir.
Faydası : Bu bitkide çok büyük tedavi etme gücü gizlidir ve hatta kış uykusundan uyanan ayıların, mide, bağırsak ve kanlarını temizlemek için onu aradıkları da söylenir. Bitki, genellikle bizim sarımsağımızın özelliklerini paylaşır, ancak çok daha güçlüdür. Bu nedenle o, doku yaşlanmasını yavaşlatma kürü için vazgeçilemez bir bitkidir ve kronik deri hastalıklarına karşı da çok başarılıdır. Yapraklar kuruduklarında şifalı güçlerini yitirdiklerini için, taze bitki kullanımına önem verilmelidir. Yapraklar, ıspanak veya salata gibi de hazırlanabilir. Fakat, miktar fazla tutulduğunda rahatsız edici bir tat oluşturduğu için, ıspanak gibi pişirilmek istenildiğinde ısırganotu ile karıştırılarak kullanılmalıdır Bitkinin genç yaprakları nisan ve mayısta, yani çiçeklenmeden önce, soğanı ise yaz sonunda veya sonbaharda toplanır. Ayısarımsağı soğanı, aynen sarımsak gibi kullanılabilir. Mideleri duyarlı olan kişiler, yaprakları ve soğanı ince doğrayıp üstüne sıcak süt dökmeli, 1-2 saat beklettikten sonra, bu sıvıyı içmelidirler. Bitkinin iyileştirici gücüne bütün bir yıl boyunca sahip olmak isteyenler ise, bir ayısarımsağı tentürü hazırlayabilirler. Bu tentürden her gün 10-12 damla, biraz suya karıştırılarak alınır. Bu damlalar, kusursuz bir zihin açıklığı kazanılmasına yardım eder, atardamar sertliğine karşı önlem yerine geçer ve daha pek çok şikayetlere son verir. Ayısarımsağı, sindirim sistemini çok olumlu etkiler. Aşırı ve kronik ishallerde, bunlar gaz ve kolik eşliğinde olsalar bile, oldukça etkilidir . Ayrıca, eğer bağırsak krampı veya yorgunluğu nedeniyle oluşmuşsa, kabızlıkta da çok başarılı sonuçlar verebilir. Mideden kaynaklanan kalp düzensizlikleri, uykusuzluk, aynı zamanda, atardamar sertliklerinin veya yüksek olan kan basıncının yol açtığı baş dönmesi, kafada basınç ve soluk alma düzensizlikleri de azalır, basınç fazlalığı zamanla normalleşir. Ayısarımsağı şurubu, sürekli balgam çıkaran ve bu nedenle soluk alma zorluğu çeken yaşlı kişiler için de mucizeler yaratan bir iksirdir. Kronikleşmiş öksürüklerde bile göğsü yumuşatabilir ve böylece, soluk alma zorluklarını ortadan kaldırır. Genellikle yaşlı kişilerde oluşan ödemlerde ve akciğer rahatsızlıklarında bu iyileştirici şurup başarıyla kullanılabilir. Kullanılan taze yapraklar böbrekleri ve mesaneyi temizleyerek, idrar söktürür. Zor iyileşen yaralar, üstlerine taze bitki özsuyu sürüldüğünde hızla iyileşir. Bitki, kendisini özellikle sivilceli ciltlerde kanıtlamış bir kan temizleyicidir.
Ayıüzümü (itüzümü) : Fundagillerden; küçük taneler halinde kırmızı renkli yemişleri olan, tüylü bir bitkidir.1-3 metre yüksekliğindedir. Her mevsimde yaprakları vardır. Makilerde bulunur. Dalları kırmızımtırak kahverengidir. Yaprakları şimşir yapraklarına benzer. İçinde Hydrochinone vardır. Sonbahar aylarında toplanıp kurutulur. Çiçekleri pembe salkımlar halindedir. Ev ilaçlarında yaprakları kullanılır.
Faydası : Kuvvet verir. İshali keser. İdrar yollarını temizler. İdrar söktürür. Ateşi düşürür. İdrar yollarındaki taşların düşmesine yardım eder. Prostat büyümesinden kaynaklanan şikayetleri giderir.
Aylandız (kokarağaç) : Sedefotugillerden; bir çeşit süs ağacıdır. Çiçekleri uzun salkım şeklindedir. Kokusu keskindir. Meyveleri sonbaharda dökülmeden önce kızarır.
Faydası : Bağırsak solucanlarını düşürür.
Aynısefa (gecesefası) : Bileşikgillerden çiçekleri güzel, sarı renkli bir bitkidir.
Faydası : İdrar söktürür. Terletir. Aybaşı kanını söktürür ve aybaşı kanamalarının normal olmasını sağlar. İştah arttırır. Nikris ve sıracada da faydalıdır.
Ayrıkotu (ayrıkkökü) : Buğdaygillerden yabani bir bitkidir. Sarımtırak beyaz renkteki kökü kullanılır. İlkbahar ve sonbahar aylarında toplanıp, kurutulur. Mekkeayrığı denilen çeşidi de, ayrıkotunun özelliklerini taşır. Domuz ayrığı ise, zararlıdır.
Faydası : İdrar söktürür. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesinde yardımcı olur. Buralardaki iltihapları da giderir. Albümini atar. Nefrit ve nikriste de faydalıdır.
Ayva (sefercel) : Gülgillerden çiçekleri iri ve pembe renkli; yapraklarının altı tüylü, orta yükseklikteki bir ağacın meyvesidir. Ayva; limondan büyük, sarı renkte, tüylü, mayhoş, dokusu sertçe ve ufak çekirdekli bir meyvedir. Vitamini boldur. Çiğ yenilmesi tavsiye edilmez. Komposto veya jöle yapılarak veya külde pişirildikten sonra yenmesi uygundur.
Faydası : İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Karaciğer tembelliğini giderir. Safra akışını sağlar. Çarpıntıyı dindirir. Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Bronşit, müzmin öksürük ve veremde faydalıdır. Ağızdan su gelmesini ve kan kusmayı önler. Vücudun gelişmesine yardım eder. Merhem yapılarak kullanıldığı takdirde; el ayak ve meme ucu çatlaklarını, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir. Egzama kaşıntılarını ve basur memelerinin doğurduğu şikayetleri giderir. Kabızlık çekenler ve tansiyonu yüksek olanlar yememelidir.
Abdestbozanotu (pimpinella saxisfrage):Gülgillerden; siyah ve yeşil boya çıkartılan bir bitkidir. Rutubetli yerlerde yetişir. Boyu 70 santimetre kadardır. Kökü akıcıdır.
Faydası : Mideyi kuvvetlendirir. Göğüs ağrılarını dindirir. Ateşi düşürür. Boğmaca, öksürük ve baş ağrılarını keser. Vücuda dinçlik verir. Balgam

read more
 
Eğlence
Copyright © TÜRKÜ DİNLE - BEDAVA TÜRKÜ DİNLE | Powered by Blogger | Template by Blog Go Blog